kÜNYE

Kızıl Goncalar’da Bir ACI’lı

Geçtiğimiz televizyon sezonunun en çok konuşulan dizisi olan Kızıl Goncalar’da mezunumuz Zehra Kelleci’18 önemli bir rol üstleniyor. İlk oyunculuk deneyimini Yüzyıllık Mucize’de yaşayan Zehra Kelleci, Kızıl Goncalar’da Feyza karakterini başarıyla canlandırıyor. Kendisiyle oyunculuk serüveni üzerine bir söyleşi yaptık.

Sevgili Zehra, Kızıl Goncalar gibi başarılı ve popüler bir dizide önemli bir rolde bir ACI mezununun yer alması bizi heyecanlandırdı. Dizi oyunculuğuna başlamaya nasıl karar verdin? Daha sonrasında olaylar nasıl gelişti?

Aslında ortaokuldan beri hep oyunculuğa ilgim vardı. Lisede de üniversitede de oyunculuk üzerine bazı eğitimler almıştım. Fakat ilk başta, kariyer yolculuğumda girişimcilik üzerinden ilerlemeye karar vermiştim. Üniversitede bir start-up’ta stajyerlik yapmaya başlayıp, sonrasında kurumsal iş hayatında da tecrübe kazanmak için bir şirkette işe girdim. Son derslerimi vermek üzere de okula gidip gelmeye devam ediyordum. Okula geldiğim bir gün sevgili hocam Hilal Saral ile bir söyleşide karşılaştım. Beni atölyesine davet etti ve orada ondan kamera önü oyunculuk eğitimi almaya başladım. Sonra da başka bir oyunculuk topluluğunda özel koç ile eğitimimi sürdürdüm. Diğer yandan üstünde kariyer anlamında daha çok plan yapıp tecrübe edindiğim ve alanını okuduğum bir işim var. Ancak çok sevdiğim bir ilgi alanımı kariyere dönüştürme fırsatı yakaladığımı hissettiğimde bir tercih yapmam gerekti. O tercihi yapmasaydım hep aklımda kalacağını hissediyordum. Daha sonra istifa edip şu anki menajerim ile seçmelere katılmaya başladım ve oyunculuk hayatım bu şekilde başladı. Bir yandan çalışırken bir yandan da eğitimlerime devam ediyorum.

Koç Üniversitesi İşletme’yi bitirdin. Oyunculuk veya sinema, tiyatro bölümlerinde okumayı hiç düşünmüş müydün?

Bir yandan sürekli bu alanda eğitim alıp çalışıyordum fakat kariyer anlamında üniversite sonuna kadar düşünmemiştim. Okuduğum bölüm üzerine birçok staj yapmış ve deneyim edinmeye başlamıştım. O yüzden ilk tercihim güvende hissettiğim alanda durmaktı. Sonrasında bu alandan gerçekten ne kadar keyif aldığımı fark ederek deneme kararı aldım.

ACI’da bir tiyatro oyununda rol almış mıydın? Sosyal etkinliklerimiz çoktur. Sen ACI yıllarında nasıl etkinliklerde yer almayı tercih ettin?

ACI bu konuda çok fazla şey kattı bana. Evet, okulda bir oyunda yer almıştım. Drama kulübüne katıldım. Arkadaşlarımızla çok keyifli bir oyun çıkardığımızı hatırlıyorum. Onun yanı sıra sahne performansları arasında çok alternatif sunan bir okulumuz var. Moods’ta dans gösterilerinde, Bazaar Day’de defilelerde, yıl sonu gösterilerinde orkestrada yer almak gibi birçok alanda deneyim kazanma şansım oldu. Destination Imagination takımında da yer alırken tiyatro alanında yine çalışmalar yapma fırsatı yakaladım. Takım ile birlikte okullarda katıldığımız yarışmalarda birçok aşama bulunurdu. Bu aşamaların biri de tiyatro oyunu yazıp oynamak olurdu. O takımın da bana çok fazla şey kattığını düşünüyorum. Sahnede daha rahat ve konforlu hissetmemde çok katkısı oldu.

Amerikan Koleji’nde okurken seni özellikle etkileyen bir öğretmenin veya arkadaşın olmuş muydu? Nasıl bir öğrenciydin?

Okuldaki çalışmalarımı ve sosyal yaşantımı hep dengede tutmaya çalışan hareketli bir öğrenciydim. Her ne yapıyorsam, keyif alıyor muyum, öncelikli olarak ona bakardım. Lisenin olanakları da açıkçası buna yatkın olduğundan çok da zorlanmıyordum. Beni etkileyen ve çok sevdiğim bir sürü öğretmenim ve arkadaşım oldu. Hâlâ en yakın arkadaşlarım liseden ve lisedeki birçok öğretmenim ile de temas halindeyim.

Oyunculuk düşünen ACI öğrencilerine ne önerirsin?

Klişe gibi algılanabilir, ama bir şeyi gerçekten sevdiğinde ve keyif alarak yaptığında başarıya ulaşmak zaten çok daha kolay oluyor. Oyunculuk çok yönlü bir meslek olduğundan hayatında deneyimlediğin her bir farklı alandan yararlanma şansın oluyor. O yüzden farklı deneyimlere açık olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sektörü ve çıkan işleri şimdiden takip etmeleri büyük bir avantaj olacaktır.

Kızıl Goncalar setini biraz anlatabilir misin? Nasıl bir set, diğer oyuncularla ilişkiniz, sohbetiniz nasıl?

Kızıl Goncalar seti gerçekten çok uyumlu, birbirinden değerli oyuncuların yer aldığı bir set. Herkes çok önemli ve değerli bir işin parçası olduğunun farkında. Hepimiz kendi payımıza düşen işi en layığıyla yapmakla kalmayıp birbirimize sürekli destek oluyoruz. Arka planda birbirimizle çok iyi anlaşmamız, keyifli sohbetlerimiz de bizi çok motive ediyor. Gerçekten onlarla tanıştığım ve bir arada olduğum için çok şanslı hissediyorum.

Dizide Zehra’dan çok farklı bir çevrede yaşayan farklı bir karakter Feyza. Karakterini çıkarırken nasıl bir süreçten geçtin, nelerden faydalandın?

Bana yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir sürü yer gezdim. Feyza benden çok farklı bir karakter olduğu için benimsemem zaman aldı. Bunun için Feyza karakteri ile eşleştirebileceğim pek çok hikâyeden pek çok karakteri inceledim. Dizinin ilk bölümünden itibaren karakterin düşünceleriyle meşgul olmak adına günlük tuttum, hâlâ da tutuyorum. Dışarıdan bir göz olarak bakmayıp, karakteri iyi veya kötü yönde yargılamamanın da çok yardımı dokundu.

Oyunculukta hedefin nedir? Sinema veya tiyatroda oynamayı istiyor musun? Nasıl bir oyuncu olmak istersin? Örnek aldığın sanatçılar var mı?

Bir gün tiyatroda yer almak çok istiyorum. Sinema filminde yer almak istiyorum. Açıkçası, kaç yaşında ve kariyerimin hangi noktasında olursam olayım hep önüme bakmak ve kendimi geliştirmek hedefindeyim. Yurtiçi ve yurtdışında daha katılmak istediğim bir sürü eğitim var. Şansıma çok güzel insanlarla, yıllardır bu sektörde çok beğendiğim oyuncularla çalışma fırsatı buluyorum. Onlar dahil, Demet Evgar, Haluk Bilginer, Merve Dizdar, Burcu Biricik gibi örnek aldığım birçok oyuncu da var. Yabancı oyunculardan da Tilda Swinton, Marion Cotillard, Cate Blanchett diyebilirim.

Beacon’ın bu sayısının temasını aidiyet, bağlarımızın zamanın ruhu ile ilişkisi olarak belirledik. Sen de okulumuzla bağların konusunda ne hissediyorsun? Dönem ve sınıf arkadaşlarınla bağların devam ediyor mu?

Liseden arkadaşlarımla hâlâ görüşüyorum. En yakın arkadaşlarım, dünyanın dört bir yanında yaşamalarına rağmen, hâlâ liseden tanıdığım arkadaşlarım. Şu an olduğu gibi, yazları bir araya gelip hasret gideriyoruz. Okulda çok güçlü bağlar kurduğumuza inanıyorum. ACI gerçekten bir aile gibi benim için. Ne kadar zaman geçerse geçsin orayla olan bağının kopmadığını hissediyorsun. Hem eğitim olarak hem kampus olarak zaten bence çok fazla ayrıcalık sunan bir okul. Çok tatlı ve doğayla iç içe bir atmosferi var. Okulun kendine has etkinlikleri, törenleri benim belleğimde yer etmiş durumda. Hâlâ mesela okul alkışımızı hatırlarım. Birçok etkinlikte doğrudan öğrencilerin sorumluluk almasına izin verildiğinden öğrenciler arasında bir işbirliği doğuyor. Bence bu da hem ilişkileri kuvvetlendiriyor hem de iş hayatı için deneyim ve kabiliyet kazandırıyor.

Zehra Kelleci’ye oyunculuk yaşamında başarılar diliyoruz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
More Like This
SÖYLEŞİ / INTERVIEW
Bahar Vardarli ('68)

MECOR’da bir ACI’lı Bir Başkan

Bizim Dipnot Kitap kulübümüze üye olduktan sonra tanıdığımız ve ilk günde oluşan hayranlığımızın zaman içerisinde daha da arttığı Özge’miz (Prof. Dr. Özge Yılmaz’94) şimdi de bizlere duyurduğu onur verici bir

DAHA FAZLASI / Read More »
UNUTMAYACAĞIZ / WE WON'T FORGET
Fırat Yücel ('97)

Sinema Çadırları: Mavi Kuşlar Antakya’da

Getting your Trinity Audio player ready… Hatay’a Mavi Kuş Dayanışması‘nın gönüllülere yönelik çağrısıyla, depremin kırkıncı gününün hemen sonrasında, 19 Mart’ta gittik. Mavi Kuş Dayanışması, Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri ve

DAHA FAZLASI / Read More »
BAŞYAZI / EDITORIAL
Aslı Davaz ('98)

Tarihe tanıklık etmek

Getting your Trinity Audio player ready… Bir mezunumuzun 1975 yılından beri sakladığı, daktilo ile yazılmış, dört sayfalık bir bültenin ilk sayfasına bakıyorsunuz. ACI tarihinin önemli bir belgesini incelemektesiniz.  Sol kolonda

DAHA FAZLASI / Read More »