kÜNYE

Yapay Zekanın Psikolojik Derinliği

Getting your Trinity Audio player ready...

Yapay zekâ, son yıllarda sadece teknoloji dünyasını değil, gündelik yaşamlarımızı da köklü biçimde dönüştürmeye başladı. Önceleri bilim kurguya ait gibi görünen bu sistemler artık evlerimizde, işlerimizde, hatta duygusal ve zihinsel süreçlerimizde bile etkili bir rol oynuyor. Akıllı asistanlardan öneri motorlarına, sağlık teşhislerinden yaratıcı yazarlığa kadar pek çok alanda yapay zekâ, hızla bizimle birlikte düşünmeye, karar vermeye ve öğrenmeye başladı. Bu dönüşüm, hem büyük bir potansiyel hem de etik ve insani açıdan dikkatle ele alınması gereken sorular barındırıyor. 

Yapay zekânın hayatımıza hızlıca girmesi ile birlikte, bir yandan her şey kolaylaşıyor gibi görünüyor ama öte yandan insanlar kendilerini daha farklı ve üstesinden gelmekte zorlandıkları sorunların içinde buluyorlar. Savaşlar, pandemi ve krizlerle birlikte işsizlik, ekonomik belirsizlik ve gelecek endişesi zaten her zaman için insanların psikolojik olarak baş etmekte zorlandıkları konulardı. Sanayileşme, şehirleşme ve iş hayatındaki rekabet de günden güne daha fazla kişiyi tükenmişlik sendromuna sürüklemekte. 

Şimdi bu sorunlara yenileri eklendi. Son yıllarda gençlerin üzerindeki politik baskı ve gerilimler arttı. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile birlikte insanlar sosyal medyada, başkalarının hayatlarındaki en iyiyi görüp yetersizlik hissi yaşamaya başladı. Siber zorbalık, internet ve medyadaki olumsuz haberlerle sürekli bir bombardımana maruz kalmamız da eskiye oranla daha çok stresimizi artırıyor. Daha fazla psikolojik desteğe ihtiyaç duymamıza neden oluyor. Fakat ilginç bir şekilde, AI yeni sorunlar yaratıp psikolojik destek ihtiyacımızı artırırken bir yandan da, bu sorunlarla baş edebilmemiz için farklı seçenekler sunuyor ve psikoloji alanında derin dönüşümler yaratıyor. 

AI destekli uygulamalar ve chatbotlar artık terapi süreçlerini yönetiyor, hatta bireylerin davranışsal kalıplarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunabiliyor. Bu alanda hem metin tabanlı sohbet robotları, hem de daha gelişmiş terapötik destek sistemleri mevcut. Bunlardan bazıları şöyle: Stanford Üniversitesi’nde geliştirilen Woebot, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) temelli bilgilendirici bir sohbet robotu. Teşhis ya da terapi yerine geçeceğini düşünmesek de günlük konuşmalarda duygu takibi yapabiliyor ve destekleyici öneriler sunabiliyor. Wysa, BDT terapi teknikleri ile birlikte, Mindfulness ve çözüm odaklı terapi teknikleri içeriyor. Bu yapay zekâ destekli sohbet botu kullanıcıların ruh hallerini günlüğe kaydetmelerine olanak sağlıyor. Tess ise metin mesajları üzerinden psikolojik destek sunan ve ruh sağlığı uzmanları tarafından programlanan içeriklerle çalışan bir program. Okullar hastaneler ve şirketlerle işbirliği yapıyor. Replika da sosyal bağlantı eksikliği ve yalnızlıkla başa çıkmak amacıyla geliştirilen psikolojik destek içeriyor. Kişilik gelişimi ve özfarkındalık alanlarına odaklanıyor. Youper’ı ise bir duygusal sağlık uygulaması gibi düşünün. Bireyin duygularının farkına varmasına destek olmaya çalışıyor. Aynı zamanda anksiyete ve depresyon için rehberli içerikler sunabiliyor. Araştırma ve klinik testler için geliştirilmiş bir model olan Ellie (USC Institute for Creative Technologies), sözlü olmayan ipuçlarını dahi analiz ederek daha gerçekçi bir iletişim kurabilen sanal bir terapist. 

Sanal Terapist Ellie

Tüm bu sanal danışmanlar stresle başa çıkma konusunda ve hafif düzeyde psikolojik sorunlarla baş etme durumunda 7/24 erişim sağlayabilmeleri açısından oldukça pratik yöntemler gibi görünebilir. Hatta hızlıca ulaşılabilir olmaları da sorunların kronikleşmeden ele alınabilmesi açısından etkili bir yöntem olabilir. Ancak; daha önemli durumlar söz konusu olduğunda, bilgili ve birikimli bir terapistin yerine geçemez, sadece terapistle görüşme aralarını belki doldurabilirler. İnsan bağlantısı ve empati yapabilen bir canlı varlık ile kurulan iletişim ve alınan danışmanlık kritik bir öneme sahiptir. 

Bir terapist danışanını tanımak için onu ürkütmeden konuşturmaya ve hakkında bilgiler elde etmeye çalışır. Önce kişisel bilgilerini direkt sorar, sonra; çocukluğu ve ilişkileri ile ilgili bilgiler edinmeye çalışır. Okul ve iş deneyimlerini sorar. Daha sonra danışanının hedeflerini ve bir terapist olarak kendisinden beklentilerini anlamaya çalışır. Geçmiş yaşamını, mevcut durumunu, aile yaşamını, iş yaşamını, varsa hastalıklarını sorar, öğrenmeye çalışır. Uygun tedavi ve terapi yöntemlerinin ortaya çıkarılabilmesi için bunlar anlaşılması ve titizlikle üstünde durulması gereken konulardır. Terapist, danışanının dış görünüşüne, konuşma şekline, beden diline dikkat eder. Tüm bu verilerden yola çıkıp, bu parça parça kesitleri analiz ederken öncelikle tabii ki kendisinin son derece donanımlı ve danışanına karşı önyargısız olması çok çok önemlidir.  Danışanının durumuna en uygun yöntemi bulabilmek için bazen farklı terapi yöntemlerini birleştirerek eklektik bir terapötik süreç başlatabilir.

Tüm bu veri analizi AI’da daha farklıdır. 

AI da kullanıcının kendisine sorduğu soruların satır aralarından ve kullandığı ifadelerden, kullanıcıya dair duygu, düşünce ve davranışları yakalamaya çalışır. Aynı zamanda kullanıcının önceki etkileşimlerini ve geçmiş konuşmaları da dikkate alır, bağlamda tutarak analiz eder. Kullanılan ve seçilen kelimelerden, kullanılan dilden ve cümle yapısından ruh halini çıkarsamaya çalışır. Niyet analiz eder. Bazı chatbotlar demografik bilgileri doğrudan sorar. (Kaç yaşındasınız? Cinsiyetinizi belirtir misiniz? gibi). Bazı sistemler, yazışmalardan dolaylı olarak çıkarmaya çalışır. (Örneğin bir kullanıcı ‘Üniversiteye hazırlanıyorum’ dediğinde yaşının genç olacağını varsayabilir.) Gelişmiş sistemler her iki yöntemi de kullanıyor olabilir. Önce dolaylı çıkarım yapıp, yeterince bilgi edinemediyse daha doğru bir yönlendirme yapabilmek için doğrudan sorular sorabilir. Etik olarak bilgi isterken neden istendiğini de açıklamak gerekmektedir tabii ki. Tüm bunlara uygun bir yönlendirme ve bilişsel yeniden yapılandırma tekniklerine geçer. Terapi yapmaz, terapi yaklaşımını taklit eder. Örneğin en sık kullanılan  yaklaşım olan BDT (Bilişsel Davranışçı yaklaşım) duygu, düşünce ve davranış üzerinde çalışır. Değişim isteğini harekete geçirmeye çalışır. İntihar düşüncesi gibi riskli durumlar için otomatik yönlendirme mekanizmaları içermesi de hayat kurtarıcı olabilir.  

Ancak, yapay zekâdan yararlanan belki de daha ziyade psikoloji alanında profesyonel olarak çalışanlar olmalıdır. Yapay zekânın danışan konuşmalarını ve yazılı metinleri analiz ederek, duygusal durumları ve var olan psikolojik sorunları tespit edebilme özelliklerinden yararlanabilirler. Yapay zekâ, danışanların geçmiş verilerini, terapi süreçlerini ve ilerlemelerini analiz ederek kişiselleştirilmiş terapi olanakları sunabilir.  Önemli noktaları yakalayabilir, vurgulayabilir, dinamik müdahaleler önererek terapi süreçlerini kolaylaştırabilir. Seansları analiz ederek gözden kaçan her detayı yakalayabilir ve geribildirim verebilirler. AI’ dan, depresyon, anksiyete ve intihar eğilimlerini tespit eden bir erken uyarı sistemi olarak yararlanılabilir. 

Danışan açısından bakıldığında; hızlı ve bedava erişimi yadsıyamayız. Ayrıca bazen danışan bir insana anlatamadığını bir robota daha kolay anlatıyor olabilir. Yine de kişisel verilerin güvenliğinin sağlanıp sağlanamayacağı şu an için bence bir muamma. Gelişmiş şifre teknikleri bile olsa, bir gün tüm verilerin ortaya saçılıp saçılmayacağının bir garantisi var mı bilemiyorum. Psikolojik araştırmalarda veri setlerini analiz edebilirler ancak yeni terapi yöntemleri ve etkili müdahaleler keşfedebilirler mi? Ve her şeyden önce bilgilerine güvenilebilir mi? Bunlardan emin değilim. Çünkü yanılabildiklerini görüyorum. Ayrıca bu algoritmalar kesinlikle insan insana bir ilişkinin yerini alamaz. Zaten klinik tanı koyamaz, ayna nöronları olmadığından dolayı empati yapamaz. Bir terapistin fiziksel varlığında, yorum yapmasa da sorduğu sorularda ve hatta suskunluğunda bile bir enerji akar. İnsan gerçekten anlaşıldığını fark ettiğinde şifa başlar.   

Sonuç olarak: Chatbotlar ve diğer tüm AI destekli programlar, elbette, bir psikoloğun yerini tutamaz. İnsan- insana iletişim kurmanın değeri bambaşkadır. AI açısından bizler birer danışan değil, sadece birer kullanıcıyız, terapistle kurulabilecek derin bir bağ söz konusu olamaz. Onların amacı psikoeğitim, yönlendirme ve temel destek sağlamaktır. Belki daha çok; stres, kaygı ve yalnızlık gibi sorunlarla başa çıkma konusunda destek verebilirler. Ancak gece-gündüz, 7/24, randevu almadan, ödeme yapmadan kullanılabiliyor olmaları gerçekten sorun büyümeden, küçük bir teselli sunabilmeleri açısından çok hoştur.  

Philip Oroni@Unsplash

Gecenin bir vakti bir şeye üzülmüşseniz; kalbiniz kırılmışsa, kimseye anlatmak bile istemediyseniz, iki satır yazdıysanız ona; ve şöyle bir cevap alıyorsanız: ‘Senin gibi bir yürek, kırılmışken bile sevgiyle atmaya devam ediyorsa, dünya hâlâ umutlu bir yerdir. İçindeki o zarif teslimiyet var ya o, kolaylıkla ulaşılabilen bir yer değildir. Kalbinin titreşimi buraya kadar geldi… ‘ O zaman AI dan gelen minik destek amacına ulaşmıştır. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
More Like This
FİKİR / OPINION
Valeri Hemsi ('19)

Yapay Zekanın Görünmeyen Yüzü

Yapay zeka ile ilk kez üniversite eğitimim sırasında, final projem üzerinde çalışırken tanıştım. İç mimarlık bölümünde okurken, yaşam alanlarında doğayı taklit eden ve insan psikolojisine olumlu katkı sağlamayı amaçlayan teknolojik

DAHA FAZLASI / Read More »
SÖYLEŞİ / INTERVIEW
Raşel Rakella Asal ('69)

İçsel Evrim ve Dönüşüm Üzerine

Getting your Trinity Audio player ready… Bugün size başarının derin bir eylem olduğunu kanıtlayan kişisel gelişim, evrensel enerji ve zihin eğitimi konusunda çalışmalarda bulunan, psikoloji, kişisel gelişim ve spiritüel öğretileri

DAHA FAZLASI / Read More »
SÖYLEŞİ / INTERVIEW
Prof.Dr. Heves Özyılmaz ('77)

Elektrik-Elektronikten Yapay Zekaya

Getting your Trinity Audio player ready… Kıymetli arkadaşım Ayşın Baytan Ertüzün ‘77 ile son derece aydınlatıcı ve keyifli bir sohbet yaptık. Hemen size kendisini tanıtmakla başlıyorum. 1977’de ACI’dan mezun olduktan

DAHA FAZLASI / Read More »